Cuma, Aralık 12, 2008

Benim de Bayramlarım Vardı...

Bir bayram daha bitti... Tabii benim için sadece adı "bayram"dı... Hiç birşey eskisi gibi değil ki, bayramlar eskisi gibi olsun... Ben size eski özlediğim bayramları anlatayım...
Bundan bir 15 sene önce ailemiz çok kalabalıktı, kimsecikler ölmemişti daha o zaman... Bayram oldu mu tabii okullar da tatil olurdu... 2 ayrı heyecan... İlk gün erkenden kalkardık... Cici mi cici yeni elbiselerimi giyerdim... Babaannem arardı, nerede kaldınız diye... İlk durağımız orasıydı... Saadet Hala'mla otururlardı... Hediyelerimizi alır giderdik... El öpmeceler, şeker tutmacalar, harçlıklar... Komşular gelirdi(Sultan, Sabahat Teyze vs) Oradan hepberaber üst kata, Ayşe Hala'ya(babamın halası) çıkardık bayramlaşmaya... Orada bayramdan bayrama gördüğüm ama çok sevdiğim Ayşe Hala'nın kızı(Havva Teyze) ve oğlu(Sanal Amca) ve de onların aileleriyle karşılaşırdık... Ve kapı çalardı, en sevdiğim aile, Korkmaz'lar(Güliz, Sema Yenge'm, Atıf Amca'm[babamın kuzeni]) gelirdi, onlarla Emine Yenge'de görüşürüz diye sözleşirdik... Oradan da Hayrinaz Teyze'lere(babamın teyzesi) giderdik bir üst kattaki... Oğlu(Armağan Amca), gelini(Sevim Yenge) ve de torunları(Hakan-Serkan) ile oturuyorlardı beraber... Oradan tekrar babaanneme yemeğe inerdik, önceden hazırlamış olurdu çok güzel babaannemmm... Yemeğimizi yerken daha Emine Yenge(babamın yengesi) arardı, hadi amcanız sabırsızlanıyor diye... Ben(ve Güliz) ona Ziver Dede derdik... Çünkü baba tarafından dedelerimiz vefat etmişlerdi, biz doğmadan... İlk günkü son durağımız orasıydı, hepberaber yola çıkardık... Herkes(yukarıda saydıklarım ve başkaları) orada toplanırdı, şenlikli bir bayram ziyafeti olurdu... Emoş bize binbir çeşit yemekler, pastalar, börekler yapardı... Bizim Güliz'le orada bir odamız vardı, sitede ev taşınsa da o oda hiç değişmezdi... Hemen oraya geçerdik, kapıyı örterdik... Şekerleri yiyip yiyip, kaplarını divanın arkasına atardık(ne ayıpp:)) Sonra oyuncaklarımızla oynardık, oradaki büyük dolabı karıştırırdık gizlice:)) Pek eğlenirdik, büyüyünce dedikodu odamız oldu, laptoplarımızı da getirirdik, en son zamanlarda... O odanın bizdeki yeri hiç değişmedi:( Dedemizin kucağına oturup yüklüce harçlıkları alıp eve giderdik... İlk gün böyle neşeli geçerdi...
İkinci gün herkes bize gelirdi bu sefer... Tayfur Amca'm(babamın kuzeni) ve Atilla Amca'mlar(babamın kankası)[Serap Teyze ve Bahar:)] da ziyaretimize gelirdi, onlarla da pek eğlenirdim:))[sonra anlatırım]. Arkadaşlarım da gelirdi(Sedoş, Rukiş vs)... Akşam da babaannemlerle Necati Amca'mlara(Ayşe Yenge ve Alpay Ağabey) giderdik... Tabii gidiş-dönüşlerde sağolsun babam sayesinde kaybolurduk:)) Aynı yerden 2-3 kez geçerdik, babaannem de "aa burada ne kadar çok X eczanesi varmışşş" demesine sebep olurdu:)))
Üçüncü ve dördüncü günler, bir gün biz Güliz'lere giderdik, diğer gün onlar bize gelirlerdi... Hatta yatıya kalırdık, hiçbirimiz doyamazdık birbirmize:( Ne eğlenirdik... Bir bavul oyuncakla giderdim:)) Evcilik oynardık, birseyler(parfüm vs)icat eder, ses kayıdı yapıp saçlarımızı bile boyardık:))) Türlü yaramazlıklar:)) Gırgır kıyamet(anlatırım sonra)...
Böyle mutlu, hareketli ve eğlenceli geçerdi bayramlarımız... Sonra sırayla birçok büyüğümüzü(Ziver Dede, Hayrinaz Teyze, Babaannem, Necati Amca, Ayşe Hala) kaybedince ziyaretlerimiz de azaldı, neşemiz de... Erken büyüdük biz...
Hepsinin mekanı cennet olsun... Bu bayram hiçbirini göremedim, kaybettiklerimin mezarını bile... Hatta bu bayram kimseyi görmedim desem yeridir, dayımlar ve tabii annem-babam hariç... Herkesi çok özledim, çocukluğuma dair herşeyi yani...
Bayramları kaybetmemeniz dileğiyle...

Cumartesi, Aralık 06, 2008

SÜPRİİİİİİİİİZZZZZZZZ

Eveeeeet... Bu yazııım çooooooooook uzuunn olacakkkkkk besbelliiiii... Unuttuğum ayrıntılar olacak tabii ki... Sonra eklerimmm ya da kızlar yorumlarda ekler:)) Tabiiii ben olayları, kendiiiiii açımdann anlatacağımmmmm... Ayyy anlatması bile heyecanlııı:)))Şimdiiiiii...
4 Aralık Perşembe: Önce çok kısaca tanıtayım; Aysel, iş arkadaşım İstanbul'dan... Zehra ise onun kankası... Biz üçümüz yaklaşık 9 aydır çok sıkı arkadaş olduk... 7/24 iletişim halindeyiz:))) Aysel, taa gecen haftadan ben shift hazırlarken demişti ki "Cuma doktora gideceğim, o yüzden o gün akşamcı olayım... Perşembe de Zehra'lara geçicem akşam, o gün de sabahçı olayım, olur mu?" dedi, zatenn bunun alt zeminini çok iyi hazırladılar 3'lü konuşmalarda:)) Ben de ona göre hazırladım shifti... Çarşamba, Zehra Aysel'e o gün akşam antremana(basketbolcu kendisi:))) gideceğini söyledi, beraber gidip gece Zehra'lardan msn'e gireceklerdi(güyaaa)... Neyseee, annem de temizlik, yemek falan yapıyorrr... İçimden Pazar yapsaydı ya diyorum temizliği... Akşam da üstüne üstlük tutturmaz mı, saçını yapıyım diye:)) Annemmm hem de:))) Ya yarın yap diyorumm, noluur ya çook içimdeen geldii, hem yarın sabah bankaya gideceğim diooo:)) İçimden diyorum ki sanki bütün ömrüüü bankada geçecek, Allahım yaaa... Pekii, dedim ama biraz şüphelendim, yarın birileri mi gelecek kii diye:) Neyse bu arada içim sıkılıoooo falan diye Duygu, Volkan'la konuşuyoruz... Aysel msg attı fln antremandakileri anlatıyor komiklikleri falan:)) Bekliyorum, gelecekler diye msn'ye... Msg geldi 00.30'da "öskemmm eve geldik ama elektrikler yok:( 1 saate kdr gelirse, gircezz" falan diye... Offf dedim, bekledimm gelmediler:( Biraz da bozuldum:)) Zaten içim de sıkılıyordu, yatıyım dedim, yarın da sabahçıyım zaten... Uyudum... Bu arada gece mutfakta annemin sesini duydum, takır tukur:)) Allah Allah...
5 Aralık Cuma: Sabah baktım, annem bilgisayarımı açıyor... "Saat kaç?" dedim, "08.40 ben gidiyorum, teyzen gelecek, sen biraz daha uyu dedi"... Kapıyı çekti, kendi kendime düşünüyorum yatakta "bu kadın daha dün gitti bankalara, hergün hergün...". Teyzem geldi, duydum... Benim de midem bulanmaya başladı, dedim "teyzeme de bak, hiç uğramıyor yanıma, biraz uyumaya çalışıyım bari(meğer o sanıyormuş ki, onun geldiğini bilmiyorum, görürsem korkarım falan diye gelmiyormuş içeri, bir kapımı dinliyormuş bir balkona koşuyormuş:)))"... Biraz dalmışım sanki, uyandığımda duyuyordum, kapıyı açıyordu teyzem sessizce, zil çalmamıştı... Annem "sandalye..." falan diye... Dedim, "Yoksa süpriz akülü sandalye mi aldılar?:))" Çünkü Ali Eniştem haftalardır "Sana büyük bir süprizim varrr" falan diyordu her gece:)) Neyse odamııııııın kapısııııı yavaşçaaa açıldıııııııı:o Arkam dönüktüüü, bir döndümmmmmm... Karşımda 2 güzell kıııııız:))) Şoktan "kim bunlar?"diye bakakaldımmm:))) "Aysell ve Zehraaaa" inanamadııııım, çığlık çığlığaa bir kopmaca yaşandııııı "AAA aaaaa" diye diye hem gülmece hem ağlamacaaaa:)) "Süpriiiiiiiiizzzzzzzzzzzzz" herkes doluştu... Bi baktımmm Damla zilloşu da gelmiiiiiş... Ona da ayrı bir şok geçirdiiiim.... Kıs kıs beni videoya çekiyorrrrrrrr:))) Hayaatımdakiiii en güzellll süprizdiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii... Sadece 2güncüğüne sırf beniiiiim içiiiin, doğummmm günüüüüm içiiiiiiinnnnn 12 saat sıkıntılı yoldan gellmişlerdiiii:( Ne kadar şanslıyıımmm... O kadar önemli hissettirdiler kiiii kendimiii:) Hiç hissetmediğim kadarrr... Mükemmell insanlarrrr yaaa :) Sonrasıııı gırgırr şamata şen şakrak bi kahvaltı aileceeee:)) Sonrasındaaa hediyeleree boğdularrr biziiiiiiiiiii kuzucuklarrr... Hepsiiii o kadarrrr güzellllll kiiiiiii:)

Bu arada, bu süpriiiiiz taaaa 1 ay önceee planlanmışşş veee bütüün ailee(annem, babam, Damla, teyzem ve eniştemm) hepsiii dahillermiiiiiiiiş:))) Çete bunlar yaa nasıııl yutturdularrrr yaa nasıl çaktırmadılar, ağızlarından kaçırmadılar hayrettt...:))) Herşeyden haberi olan ben, nasıl bunu farkedemediiiiiim... Eee kadro süperrr oluncaaa...
Kendi kendime kaldığımda düşündüm, beni derinden etkileyen bu olaydan sonra... "Ben mi onlara extra sevgi gösterdim de karşılığını aldım? Buna layık olmak için ne yaptım ki?" diye sordum kendime... Düşündüm, herkesi çok severim ben, eşittir çoğu zaman sevgim... Tabii herkesin yeri özeldir bende... O ayrı ama bu başka birşeydi... Gelebilecekleri yani o kadar yolu sırf benim yanımda olabilmek için koşacakları aklıma bile gelmemişti... Üstelik kendiliğinden, ben "Gelin..." diye ısrarrr bile etmeden... Çokk hoşuma gitti birileri için bu kadar önemli olmak... İyi ki doğmuşum gerçekten... İyi ki sizin gibi dostlara, aileye sahibim...
Aysellll'ciğim ve Zehraaa'cığıııım emeklerinize, sevginize, neşenize sağlık, çok teşekkürler... Beni o kadar mutlu ettiniz ki, Allah da sizi bin kat mutlu etsin inşallah...(sçsss:)))))

Hatırlayıp da doğum günümü kutlayan tüm dostlarıma çok teşekkürler...
Hepinizi çok seviyorum...
Not: Akşam için hazırlanmalıyızzzz:))

Salı, Aralık 02, 2008

Biliyor muydunuz?

Evet, yeni bir köşemizi daha açmış bulunmaktayım:p Bu köşemizde çoğunlukla yanlış bildiğimiz şeyleri açıklığa kavuşturacağız:) Bugünkü konumuz "Spastik" kelimesi...
Çocuklar ve daha çok gençler, ilk ne zaman ve nasıl başladıysa, arkadaşlarına falan "gerizekalı, salak vb" diyeceklerine "spastik" derler, hepimiz birçok kez duymuşuzdur. Pekii, gerçekten spastik, geri zekalı mı demektir acaba? Ben çoğu kez bunu duyduğumda hem sinir olurum hem de gülerim "ayy ne kadar cahiller" diye... Çünkü spastiğin sözcüğü; spasm(kasılma, adele gerginliği) sözcüğünden türemiş, kasılı anlamına gelmiştir... Bu aynı zamanda, Cerebral Palsy(Beyindeki hasar bölgesine bağlı olarak, kollardaki veya bacaklardaki felç) hastalığının özel bir türüdür. Nette dolaşırken "ekşisözlükte" diğer saçma açıklamalardan ziyade biri çok hoşuma gitti. Demiş ki: "Hastanin zeka düzeyiyle ilgisi olmayan bir hastaligin adı olmasina ragmen, bir hakaret olarak kullanilan ve yürek burkan kelimedir. Beyinden vücuda , vücuttan beyne giden sinyallerin tam olarak islemedigi ve hastalarin kasilmasiyla istem disi hareketler yapmasina yol acan bu hastaliktan müzdarip cocuklar belki aptal muamelesi görebilirler ama hemen hepsi cok zekidir. Konusurken kasildiklari, kekeledikleri ve yüzleri alisik olmadigimiz bir ifadeye büründügü icin cevreleri tarafindan zihinsel özürlü damgasi yiyen miniklerin diger afacanlardan farki yoktur aslinda. Bir hakaret olarak kelime dagarcigimizdan cikarmamiz gereken bir kelimedir kesinlikle.". Ne kadar güzel açıklamış...
Çok kısa ve basitçe; Cerebral Palsy’i dört bölümde inceleyebiliriz:
1) SPASTİK CEREBRAL PALSY:
Hareketler serttir ya da hiç yoktur.
2)ATETOİD CEREBRAL PALSY:
Bazal Ganglion’un (hareketin programlandığı bölge) bozulması ile oluşur. Garip , istemsiz hareketlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bazal Ganglion’un çevresinde bilgiyi sınıflayan kognitif alan yer aldığında bilgi sınıflanmasında da sorunlar çıkabilir. Cerebral Plasy’de en zekiler bu bölümdedir.
3)ATAKTİK CEREBRAL PALSY:
Beyincikte oluşan bozulma sonucu meydana gelir. Kaslar gevşektir. Sarhoş gibi yürüyüp konuşurlar.
4)KARIŞIK TİP:Bu tipte birkaç sorun bir arada görülür.

Merak edenler için; benim hastalığım Atetoid Cerebral Palsy... Ama bazı yerlerde spastize(adele gerginliği) de mevcut...

Yani sonuç olarak; "Spastik misin olm sen?" derken "Geri zekalı mısın?" değil de "Kasılı mısın olm sen?" demeye çalıştığımızı ve kendimiz komik ve geri zekalı duruma düştüğümüzü unutmayalım! :))