Çarşamba, Ekim 12, 2022

Ve 3. kitabım da çıktı :)

Çocuklar için öykü yazmak çok özel ve zor bir deneyim. Yazdıktan sonra görüşlerini almak üzere bilinen bir yayınevine danıştığımda, Yayın Kurulu'ndan yazdığım bu kitap ile ilgili "Çocukların ilk Kişisel Gelişim Kitabı olmaya aday olduğu ve çocukların çeşitli zorluklar hakkında empati kurabilmesi adına çok güçlü, aynı zamanda zevkle okunacak bir eser olarak gerçeklik ve inandırıcılık konusunda netliğin korunup hislere yer verilirken çocuk okurun duygu durumunun göz önüne alınarak dramatikleşmeden kaçınıldığı" aldığım yorumlar beni basımı için cesaretlendirdi ve bu alanda da kendimi denemeye karar verdim. 

Öykünün sonunda yer verdiğim araştırma ve oyunlu soruların ise empati ve hayal kurma yeteneklerini geliştirmeleri, farklılıklarına rağmen çok başarılı olmuş bilim insanları ve önemli kişilerin yaşamlarından ilham alarak önyargılardan uzaklaşmaları konusunda çocuklara yardımcı olacağını düşündüm.

Çocuklarınıza, yeğenlerinize, torunlarınıza ya da onların arkadaşlarına hediye etmek (ya da velileri/öğretmenleri ile paylaşmak) isterseniz "Ben Olsam" adlı kitabımı, tüm D&R Mağazalarının raflarında bulabilirsiniz. 

Ayrıca dr.com.tr, idefix.com, cinius.shop ve trendyol.com'da da satışta olacak. Geri dönüşlerinizi bekliyorum. Linklerini aşağıya bırakıyorum:

D&Rà https://www.dr.com.tr/kitap/ben-olsam/ozge-gargun/cocuk-ve-genclik/genclik-10-yas/roman-oyku/urunno=0002019468001

Idefixà https://www.idefix.com/Kitap/Ben-Olsam/ozge-Gargun/cocuk-ve-Genclik/Genclik-10-Yas/Roman-oyku/urunno=0002019468001

Cinius à https://cinius.shop/product/ben-olsam/

Trendyolà https://www.trendyol.com/pd/cinius-yayinlari/ben-olsam-ozge-gargun-p-359377260?boutiqueId=61&merchantId=136680

(8 Yaş ve Üstü Tüm Çocuklar için... [8-13yaş])

Arka Kapak:

Yaşadığı tüm zorluklara rağmen hiç pes etmeden birçok başarıya imza atan Özge, ilk kez yazar olarak bir Kitap Fuarına katılmanın heyecanını yaşarken karşılaştığı bazı olaylar onu adeta bir zaman makinesine binmiş gibi 30 yıl önce ilkokula başladığı güne geri götürüyor. Arkadaşlarından, öğretmeninden ve güzel anılarından bahsederken içimizdeki sihirli gücü keşfetmenin, mutlu olmanın ve kendi kendisine oynadığı “Ben Olsam…” Oyunu ile de insanları nasıl daha iyi anlayabildiğinin sırlarını paylaşıyor…

Tanıtım: 

Yazarın kendi yaşadıklarından esinlenerek kaleme aldığı bu öykü, çocukların kişisel gelişim yolculuklarının erken döneminde empati kurabilme ve önyargılı olmama gibi önemli becerileri edinmeleri yönünde ilk adım olabilme amacını taşımaktadır. Kitap; minik okurlara, önlerine çıkan tüm olumsuzluklardan bir ders çıkararak asla pes etmeden yola devam etmeleri gerektiğini, gülümsemenin sihirli bir güç olduğunu, arkadaşlığın yardımlaşınca daha da güçlenip güzelleştiğini, sıkılmak yerine küçük şeylerden de mutlu olunabileceğini, insanların yeteneklerinin ve başarılarının sadece dış görünüşüne bakarak anlaşılamayacağını, herkesin yapamadığı bir şeylerin olabileceğini ama güçlü yönlerini keşfederek kendilerini geliştirebileceklerini sade bir dille anlatmayı hedeflemektedir. Öykünün sonunda yer alan araştırma ve oyunlu soruların ise empati ve hayal kurma yeteneklerini geliştirmeleri, farklılıklarına rağmen çok başarılı olmuş bilim insanları ve önemli kişilerin yaşamlarından ilham alarak önyargılardan uzaklaşmaları konusunda çocuklara yardımcı olacağı düşünülmektedir.


Cumartesi, Ekim 08, 2022

"Sustuğumda Yuttuğum Şeyler" Birikti, Birikti ve...

“Sustuğumda Yuttuğum Şeyler” birikti, birikti ve bu kez şiirler halinde yeni bir kitapta toplandı. Arka kapakta da belirttiğim gibi büyük bir bölümü hayatımın son iki yılında yazdığım şiirlerden oluşan bu kitap aracılığıyla; henüz 4 yaşındayken ilk şiirini yazarak belli ki şair olmaya heves eden küçüklüğüme “Başardığın birçok şey gibi bunu da istedin ve yaptın!” diyerek selam çakmak ve sizler gibi değerli şiirseverler ile tüm iç dünyamı ve dünya görüşümü yansıtmaya çalıştığım sustuğumda yuttuğum şeyleri paylaşmak istiyorum. Hatta şimdiye kadar belki hiç şiir okumamış olan ya da ilgi alanına girmeyen kişilerin de beğenerek okuyacağını umuyorum…

Aynı duygularda buluşabilmek ümidiyle…

(Hiç görme şansı bulamadığım merhum dedem Şair Muammer Gargun’a…) 

Şiir kitabımı bulabileceğiniz kitabevi websitelerinin linklerini aşağıya bırakıyorum (Cinius.Shop, D&R, İdefix,  BKM Kitap, Pandora, Kitap Yurdu, Halk Kitabevi, Trendyol, Kitap Sepeti, Kitap Store, Sözcü Kitabevi, Mercan Kitap, Ekin Kitap, Fidan Kitap, Kitap Al Oku):

1)     https://cinius.shop/product/sustugumda-yuttugum-seyler/

2)     https://www.dr.com.tr/Kitap/Sustugumda-Yuttugum-seyler/Edebiyat/siir/Turk-siiri/urunno=0002004580001

3)     https://www.idefix.com/kitap/sustugumda-yuttugum-seyler/edebiyat/siir/turk-siiri/urunno=0002004580001

4)     https://www.bkmkitap.com/sustugumda-yuttugum-seyler

5)     https://www.kitapyurdu.com/kitap/sustugumda-yuttugum-seyler/628007.html

6)     https://www.pandora.com.tr/kitap/sustugumda-yuttugum-seyler/838880

7)     https://www.halkkitabevi.com/sustugumda-yuttugum-seyler

8)     https://www.trendyol.com/pd/cinius-yayinlari/sustugumda-yuttugum-seyler-ozge-gargun-p-359380017?boutiqueId=61&merchantId=136680

9)     https://www.kitapsepeti.com/sustugumda-yuttugum-seyler

10)  https://www.kitapstore.com/urun/626268/kitap/cinius-yayinlari/ozge-gargun/sustugumda-yuttugum-seyler/

11)  https://www.sozcukitabevi.com/Kitap/sustugumda-yuttugum-seyler

12)  http://www.mercankitap.com/urun/530011/kitap/cinius-yayinlari/ozge-gargun/sustugumda-yuttugum-seyler/

13)  https://www.ekinkitap.com/sustugumda-yuttugum-seyler

14)  https://www.kitapaloku.com/urun/530011/kitap/cinius-yayinlari/ozge-gargun/sustugumda-yuttugum-seyler/


Salı, Mart 01, 2022

"Kurtulalım" Bu Zihniyetten!

    Hep aklıma takılan bir konu var. Aslında daha çok genellikle bir yerlerde karşılaşınca beni rahatsız eden ama bir o kadar da düşüncelere sürükleyen bir konu bu...

    En son okuduğum bir kitapta da karşılaşınca artık yazasım geldi. Kitabın önemsiz bir bölümünde, yürüyemeyen ve konuşamayan bir kızdan bahsediliyor. Köyde pek dışarıya çıkmayan kıza annesi bakıyor ve doğal olarak "Ben ölürsem kızıma kim bakar" endişesi yaşayarak ondan önce bu hayattan göçüp gitmek istemiyor. Buraya kadar her şey normal. Bir gün bu kız vefat ediyor ve annesine başsağlığı dilenirken "O da kurtuldu, sen de..." deniliyor. 

    "Kurtulmak"! Ne kadar ağır bir söz! Bunu bence sadece o kız "Ölsem de ben de kurtulsam, annem de" diyerek kullanabilir belki... Kimsenin haddi olmadığını düşündüğüm bu sözü ne yazık ki oldukça sık duyuyorum ve işin tuhafı kimse de yadırgamıyor... 

    Bir insan hasta, engelli, bakıma muhtaç olunca ölse bile çok üzülünmüyor sanırım. Sanki yaşamaya sadece sağlıklı insanların hakkı varmış gibi... "Onunki de yaşamak değildi ki zaten!" lafı dolanıyor hep. Nefes alsa bile boşuna yaşıyor, insanlara yük oluyor gibi görülüyor. Belki öyle olabilir ama bu, hiç kimseye bir başkası için "Kurtuldu" deme hakkını vermez...

    Bu nasıl bir şuursuz teselli etme şeklidir! O kişilerin kurtulup kurtulmadığına dışarıdan bakarak acımasızca hangi cüretle karar verebilir bir insan! Sağlıklı olmak bu kararı size bırakmıyor, sizi üstün kılmıyor...

    Bu düşünce şekli de hiç sağlıklı değil bence. Hastalık sadece vücutta olmuyor... Yani böyle düşünenler için de "Keşke ölse de o da kurtulsa biz de..." mi diyelim şimdi? Ya da çok sağlıklı insanların da arkasında bıraktığı insanlar için "kurtuldular" denilebilecek özellikleri olamaz mı? Belki çok kötü bir insan? Sırf yürüyor, konuşuyor diye yaşamaya hakkı mı var?

   Artık herkes haddini, ağızlarından çıkan cümleleri bir bilsin ya! Şu zihniyeti değiştirip bir iyileştirsinler kendilerini ya... Bu tip düşünenler de hastalar çünkü... Onlardan kim kurtulsun?

    Yok değişmek istemiyor ve "kurtuldu" demekte ısrarcılarsa hala, dilerim bu dünya da bu acımasız insanlardan bir an önce "kurtulur" o zaman!

Pazar, Aralık 12, 2021

Uçan Balon

Uçan balondayım sanki...

Yüklerimden olabildiğince kurtulup yükseklere çıkmak istiyorum.

Küçük bir aralıktan yarım yamalak değil, önümde bir engel olmadan görebilmek istiyorum tüm manzarayı...

Aşağılarda kalmak beni boğuyormuş da biraz bile olsa yukarı çıkabilsem daha iyi nefes alabilecekmişim gibi geliyor sanki...

Aslında böyle bir deneyimim de yok, kimbilir öyle olmaz belki ama bir umudum var yani işte...

Bu umuda sıkı sıkıya sarılıp yüklerimden kurtulmaya çalışıyorum...

Halim bile olmuyor bazen...

Yine de bir milim bile oynatabilmek yükleri, bana iyi hissettiriyor kendimi...

Birazcık havalanıp taze nefes alabilme heyecanı ile şenlense ruhum,

İlla ki yukarıdan bir evin balkonundan çöpünü bana fırlatanlar oluyor...

Ağırlaştıkça yere saplanıyorum.

Bana boşuna çabaladığımı hatırlatıyor birileri sanki, böyle yaparak...

O çöpün içinde kendi hayal kırıklıkları var belki,

Sevgisizlikleri...

Başarısızlıkları...

İsteyip de yapamadıkları...

Onlardan kurtulmak istiyorlar belli ki...

Başkalarının umutlarını pisliğe bulayınca ne hissediyorlar bilemiyorum...

Bu öfkenin hedefi ben miyim, bilemiyorum...

Pes etmem onlara ne yarar sağlayabilir ki...

Bir anda uçan balonun aslında ben olduğumu farkediyorum...

Balonumun içindeki havanın yavaş yavaş söndüğünü hissediyorum...

Yavaş yavaş yere doğru süzülmeye başlıyor...

Sepetimi yerdeki çivilere halatlarla bağlıyorlar...

Artık uçamayacağımı anlıyorum...

Hevesim de tıpkı balonum gibi yerleri süpürüyor şimdi...

Bir uçan balon uçamayınca ölü sayılmaz mı diye düşünüyorum...

Gökyüzü kapkaranlık artık...

Balkondakilerin çaktırmadan bakışlarını hissediyorum üzerimde...

Bu halimden mutlu olduklarına inanmak istemiyorum...

Oysa rengarenk balonumu gökyüzünde süzülürken görmenin onları da mutlu ettiğini sanmıştım hep...

Mutluluğum da mutsuzluğum da...

Yaşayabilmem de hep birilerine bağlı...

Bir daha iplerimi ne zaman çözerler, 

Ne zaman yüküme yük katmaktan vazgeçerler

Bilmiyorum...

Pazartesi, Eylül 13, 2021

Neden okumuyorsunuz?

Kitap yazan herkes gibi ben de “Türkiye’de 83 milyon insan var. Nasıl olur da 1000 adet kitap satılmaz?” sorusunu düşünürken bulunca kendimi, kitap ile ilgili istatistikleri merak edip göz atmak istedim. Son 5 yıla ilişkin bulabildiğim oranlar şu şekilde:


· TÜİK tarafından açıklanan rakama göre; Türkiye nüfusu 2021 yılına girerken 459 bin 365 kişi artış göstererek 83 milyon 614 bin oldu.
· Yayıncılar tarafından 2020 yılında; 68 bin 120 kitap yayınlanmış.
· TÜİK verilerine göre kitap okumak, Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alırken yüz kişiden sadece dört kişi kitap okuyor. (2016)
· Türkiye’de geçtiğimiz yıl kişi başına düşen kitap sayısı 7,6 olarak belirlendi.
· 2019 Hanehalkı Kültür Harcama dağılımında kitaplara düşen pay %13,9.
· Türkiye Eğilimleri Araştırması 2020 raporuna göre, ülkede kitap okumayanların oranı yüzde 59.1.
· “Türk Halkının Kitapla İmtihanı” adlı rapora göre; dünyada en fazla kitap okuyan ülkelerin başında, yüzde 21 ile Fransa ve İngiltere bulunuyor. Türkiye ise yüzde 0,1’lik kitap okuma oranıyla 86’ncı sırada yer aldı (DESAM 2018).
· 4 kişilik bir Türk ailesi kitaba ise yılda sadece 5,5 TL ayırıyor (DESAM 2018).
· Libronet Okur Profili ve Kitap Satınalma Davranışları Araştırması, Türkiye'deki kitap okuma alışkanlığı üzerine çarpıcı sonuçlar ortaya koydu. Araştırmaya göre, % 32 hiç kitap okumuyor. Yüzde 68 'kitap okuyorum' dedi. Ancak bu insanların sadece 5'te 1'i "sıklıkla" okuduğunu söyledi. Kitap okumayanların neredeyse yarısı "vakitsizlik" nedeniyle okumadığını belirtirken, diğerleri "alışkanlığının olmaması", "kitap okumayı sevmemek" gibi bir gerekçeleri sıraladı. Yine kitap okumayanların neredeyse yarısı "okumakla ilgilenmediğini, kitap okumadığını ve okumayacağını" söyledi. (2016).



#8eyluldunyaokumayazmagunu #kitapönerileri #kitaptavsiyeleri #neokudum #okudumbitti #kitap #kitapokuma #book #books #bookstagram #bookstagramturkey #booklover #bookshelf #SanaRağmen #aslapesetme

Pazar, Temmuz 04, 2021

Sürpriz! Kitabım çıktı! 😊


“Herkes gibi benim de bu hayata gönderilmemin bir sebebi olmalı!” dedim. Boşuna yaşamış olmamak için kendi hayatımı anlatan bir kitap yazarsam hem her şeyi olduğu hâlde mutsuz olanlara mutlu olmak için bir sebep hem de bana benzer durumlarda olanlar için bir umut olabilirim diye düşündüm. Ben de geliriyle sokaktaki kimsesiz hayvanlara daha çok yardım edebilirim umuduyla bir yola çıktım. 

Bu hayalime kitabımı okuyup paylaşarak destek olmak isterseniz çok ama çok sevinirim. 

Kitaplarıma D&R, İdefix, BKMKitap, Trendyol, Babil, Hepsiburada, Amazon, Pandora, Dolap, Gardrops, Cinius.shop’un websitelerinden ulaşabilirsiniz 🙏🏻


Perşembe, Kasım 21, 2019

Böyle Saçma Düşünceleriniz Varsa da Sizde Kalsın!

Bugün Instagramda tesadüfen gördüğüm bir kardeşin ağabeyine duygularını yazdığı bir yazıda şöyle bir diyalog vardı:

(İbretlik olduğu için sizlerle de paylaşıyorum)

Ağabeyi kardeşine "Ben diğerleri gibi felçli yaşamak yerine ölmek isterdim. Sen ölmeme izin verir miydin?" diye sormuş. O duyarlılığı ile övünen kardeş de "İnsanlık onurunu korumak için ben de ölmene izin verirdim." diyip bununla övünen bir yazı yazmış...

Felç kalmayı onursuzluğa bağlamak ve insanlık onurunu korumak için ağabeyinin bile ölümünü tercih etmek…

Aslında önce okuduğumda onlar gibi zorluklar geçirmiş kişilerin bile böyle düşünebiliyor olmasını çok garipsemiş ve takip etmenin vakit kaybı olduğunu düşünüp çıkarmıştım takipten. Ancak sonra belki de onlar gibi insanlara bir şeyler öğretmek üzere gönderilmiş olduğumdan yola çıkarak şunları belirtmeden geçmek istemeyip şöyle yazdım:

"İnsanlık onuru, çok farklı bir olgudur öncelikle… Öyle yürüyüp yürümemekle, birilerinin yardımına muhtaç olmak ile hiçbir ilgisi yok yani… Hayatta yaptıklarının, sergilediğin davranışların ve ağzından çıkan sözlerin ahlaki ve toplumsal kurallara uygun olup olmamasıyla alakalıdır onurlu ya da onursuz olmak! İnsanlara duyarlı insanı oynamak yerine gerçek anlamda körelmiş empati yeteneğinizi geliştirmeniz sizin için daha iyi olacaktır… Çünkü ağabeyine “Ben sana her halinle bakarım, sen yeter ki yanımda ol ve nefes al” diyebilmektir kardeşlik aslında… Sonra göstermelik duyarlılıklar, şuursuzca yazınca böyle bir şekilde elinde patlıyor işte… Size onurlu bir hayat diliyorum…"

Zaten "onur" kelimesinin sözlük(TDK) anlamı:

1. İnsanın kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzetinefis.
2. Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar.

Böyle saçma düşünceleriniz varsa ve değiştirmemekte de kararlıysanız sizde kalsın! Marifetmiş gibi paylaşmayın...

Hiç değilse çocuklarınıza böyle saçma düşünceler aşılamayın!

Pazartesi, Ağustos 26, 2019

Yine yazamadım ama nedeni var ;)

15 gün tatildim, yazmak için çok nedenim ve zamanım vardı aslında ama önce gıda zehirlenmesi, sonrasında ise bağışıklık sisteminin çökmesiyle birlikte geçmek bilmeyen grip ve reflü beni güçsüz bıraktı, bilgisayarı sadece dizi/film izlemek için açtım...

Peki ya ruh zehirlenmesi nasıl geçer? Çöken moral sistemi nasıl toparlanır?

Özetle yorgunum...

Pazar, Ağustos 11, 2019

Mutlu mu? Bayram mı?

İkisinin de bendeki karşılığı (hem ayrı ayrı, hem birlikte) normal anlamlarıyla pek uyuşmuyor... Hem de uzun zamandır... 

Hayat bence sağlıklı olan herkese güzel... Tabii ki çoğu insan bunun farkında değil. Mutlu olmamak için saçma bahaneler üretiyorlar kendilerine... Kızıyorum, çok kızıyorum...

Aslında çoğu zaman sosyal medyada kendi fotoğraflarımla subliminal mesaj vermeye çalışıyorum :D Gülmeyin, gerçek bu! Tekerlekli sandalyede kahkaha atan kız! :) Hem tekerlekli sandalyeye gözleri alışsın, yolda vs görünce dönüp dönüp bakanlardan olmasınlar diye... Hem de "Bak o bile mutlu, ben niye olmayayım ki?" düşüncesi akıllarına yer etsin istiyorum! Hoş, çok az beğeni alsam da (Nedeni, hep aynı yer, aynı poz vs olmasındandır belki ya da beni onları sevdiğim kadar kimsenin aslında o kadar da sevmediğindendir -ki bunu büyüyünce anlayabildim!) bir şekilde görüyorlardır diye düşünüyorum...

Özetle, kırgınım, kızgınım ve önüme (işime) bakıyorum...

Herkese (mutlu olabilene ve bayram kutlayabilene) mutlu bayramlar!

Pazartesi, Ağustos 05, 2019

Sabır!!!

İnsanlar, ben tam kendimi unutup mutlu olmaya çabaladığımda bile beni bir şekilde sinir etmeyi becerebiliyorlar. Bir de ilk seferde tepki vermedikçe sanki daha da üsteliyorlar. Suratımda sürekli memnuniyetsiz bir hal varmış! Ey hadsiz; sen önce bir kendine bak, sonra konuş ya da hayatıma veya durumuma bak neyinden memnun olmam gerektiğini bir düşün! Sen benim yerimde olsan o şimdi bile gülmeyen yüzün ne şekilde olurdu acaba? Ki bunu, benim gibi herşeye rağmen güler yüzlülüğüyle bilinen birine söylüyor!

İnsanlar artık biraz düşünüp öyle konuşsun lütfen ama ya...