Cuma, Ekim 14, 2011

Pencereler farklı olunca...


Koltuğumda başımı çevirip penceremden dışarıya baktım… Yağmur, yine iyice şiddetlenmişti… Sokak lambası, görünmemek için gizlenen fırtınayı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu… Duygularım da tıpkı yağmur gibi çok şiddetliydi son birkaç gündür…

“Neredennn nereyeee!” dedim…

Çoğu kişinin hiç bilmediği, öğrenince çok şaşıracağı ne de çok şey yaşamıştım son 1 yıl içinde…

Şimdi her şey rüyaymış gibi geliyor…

Pencerelerin artık bendeki yeri çok farklı olacak sanırım…

Emin olduğum tek şey ise; içimde, beynimde kalıveren ve beni içten içe kemiren bu sızının hiç ama hiç geçmeyeceği, dinmeyeceği…

Üzgünüm…

Kediniz seyahat sırasında durmadan miyavlıyorsa…(KESİN ÇÖZÜM!!!:p[çok şaşıracaksınız…])


“Kedi ve Seyahat” başlığı altında yer alan her yazı, biz “kediş sahipleri” için hep bir umut kaynağı olmuştur. Bir solukta okuyup çok sevdiğimiz yaratıklarımızın arabayla yaptığımız yolculuklar sırasında durmaksızın yorulmadan miyavlamalarını engelleyecek bir çözüm bulmaya çalışırız. Ve genellikle verilen tavsiye aynıdır: Sakinleştirici ilaçlar… Ama maalesef bu ilaçlar, hiçbir işe yaramadığı gibi kediciklerimiz için zararlıdır aynı zamanda… Sonuç olarak, hem bizim hem de onlar için zaten yorucu olan yolculukların iyice kâbusa dönüşmesine engel olamayız, bir  çözüm bulamayız…

İşte biz de, bu mecburi yolculuklarla(/da) cebelleşirken tesadüfen(gerçekten tamamen tesadüf!) kesin çözümün kollarına düşüverdik:P

Veee işte o hepimizi kurtaracak olan o mucizevi yöntem:
Öncelikle arabanızı tıkış fıkış doldurun:))İşin gırgırı falan bir yana, ufak çaplı bir taşınma yaşadığımız için arabamızın her tarafı doluydu, ayaklarımızın altı bile… Pasha(kedim)’yı da kutusuyla birlikte arka koltuklarda annemle aramıza koyduk. Önce altında, içinde perdelerin olduğu büyük torba ve battaniye vardı. Her zamanki gibi arabaya bindiğinden itibaren miyavlamaya başladı. Üstüne üstlük nefes alamıyor gibi ara ara ağzını açmaya başlamıştı. Tam bir panik içinde sağa sola çevirip durduk ama tabii işe yaramayınca arabayı durdurduk, Pasha’yı dışarıya çıkardık. 5-10 dk. kendine geldikten sonra tekrar bindik ama bu arada altındaki torbalar kaymıştı, onları apar topar düzeltip yine Pasha’yı üzerine yerleştirdik. Ancak bu kez de pozisyonu arkaya eğilimli olmuştu :))Yani kutusunun önü yüksekte, arkası aşağıda kalmıştı… “Sonra düzeltiriz” dedik ve yine yola koyulduk.  5 dakika geçti, 10 dk geçti, yarım saat geçti… Pasha’dan hiiiiiiiiiç ses yok:))) Eğilip bakıyoruz, noldu diye; o, gayet keyifli, öndeki camdan yolu izliyor, uyuyor vs… :)))

İşin sırrını, eğilimli durmasının midesine iyi gelmesine bağlayarak (başka bir anlam veremedik!) o mutlu huzurlu bizse şok ola ola geldik:)

Sonuç olarak, siz de kesinlikle bir deneyin derimmmm;) [sonrasını bana da yazarsanız sevinirimmmmm]…