Pazar, Şubat 06, 2011

Vazgeçiyorum!

Ağlamaya doyamadığım günlerdeyim... Herşey fazlasıyla zor ve anlamsız geliyor... Gerçekten anlamsız yani...

"Nereye kadar?", "Ya sonra?" favori sorularım şu sıralar... Cevap bulamayışım beni daha da dibe çekiyor...

Ölmek isteyenler sıradayken neden başkaları ölür ki diye densiz isyanlarım ve hemen ardından ölümden korkuşlarım var... Bünye tam bir çelişke içinde can çekişiyor resmen... Yorgunluk hissi veren bir duyguyla eziliyorum...

Evet, Defne'nin ölümü depresyonuma tuz biber ekti. Biliyorum, onun gibi nice insanlar ölüyor hergün. Ama hem sürekli onunla ilgili haberler yaptığım ve yazılar okuduğum için hem de onu çok sevdiğim için hiç aklımdan çıkmıyor... Yarışmadaki o veda konuşması, koca yürekli sevgi dolu eşinin, acıdan yıkılan annesinin halleri, güzeller güzeli oğlunun annesiz kalışı, annesinin başının altına oğluşunun oyuncağının koyuluşu gözümün önüne her geldiğinde ağlamaktan kendimi alıkoyamıyorum... Resimlerine
 bakıp bakıp üzülüyorum; ölürken neler düşündüğünü, acı çekerek öldüğünü aklıma getirip içimin daha da sızlamasına neden oluyorum...

Bu sırada insanların nasıl acımasız olduğuna tanıklık olup hayattan daha da soğuyorum.

Cenazede İnci Türkay ne de güzel söyledi, özetledi: "Artık rahatsız etmeyelim, huzur verelim!" diye...

Her konuda bilmişlik taslayıp insanların hayatları hakkında her türlü konuşma hakkını bulmayalım kendimizde artık...

Hiç yorum yok: